Her Şey Göründüğü Gibi Olmayabilir

  • Allah'ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun.
    Zamanın bereketsizleşmeye başladığı bu ahir zamanda günlerimizi, saatlerimizi oldukça hızlı ve koşuşturma halinde yaşıyoruz artık. Hep bir telaş, yetişme ve hız halindeyiz; maalesef bu hale istemeden uyum sağlamak zorunda kalıyoruz ya da buna mecbur bırakılıyoruz.
    Hal böyleyken hayatımızdaki çoğu ayrıntıyı göz ardı edebiliyor; meselelerdeki zahiri yüze fazla kapılıp işin özünü kaçırabiliyoruz. Durup düşünmeye, tefekkür etmeye dahi zaman bulamadığımız anlarda, her halukarda olduğu gibi bu halimize de en iyi şifa Peygamberler hayatından bize yansıyan kıssalar oluyor. Hz.Musa ve Hz.Hızır(a.s)'ın yer aldığı, Kur'anda yer bulan bu kıssa zahire aldanmamamız, acele etmememiz gerektiği, sabırla meselelerin iç yüzünü öğrenebileceğimizi bize anlatıyor.

    Hz.Musa (a.s) Hz. Hızır(a.s)ı bulunca, onun ilminden faydalanmak için ona yolculuğunda arkadaşlık teklifinde bulunmuştur. Bu teklife karşılık Hz.Hızır(a.s) onun bu yola güç yetiremeyeceğini, sabretmekte zorlanacağı hadiselerle karşılaşacağını ve sual etmeden duramayacağını söylemiştir. 
    (Musa:) "İnşaallah, beni sabreden (biri olarak) bulacaksın. Hiçbir işte sana karşı gelmeyeceğim." dedi." (Kehf, 18/69)
    Ayetin devamında, üç hadiseden ve bu hadiselere Hz.Musa(a.s)’ın verdiği tepkilerden söz ediliyor.
    🌸Hz.Hızır(a.s)'ın yolculukta bindikleri gemiyi delmesi: "Buna karşılık ‘’(Musa) Dedi ki: ’İçindekilerini batırmak için mi onu deldin? Andolsun, sen şaşırtıcı bir iş yaptın." (Kehf, 18/71)
    🌸Hz.Hızır(a.s)ın bir çocuğu öldürmesi: ‘’(Musa) Dedi ki: ‘Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen kötü bir iş yaptın." (Kehf, 18/74)
    Bunun üzerine Hızır (a.s) "Dedi ki: "Gerçekte benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana söylemedim mi?" (Musa:) "Bundan sonra sana bir şey soracak olursam, artık benimle arkadaşlık etme. Benden yana bir özre ulaşmış olursun." (Kehf, 18/75-76)
    🌸 Yollarına devam eden Hz. Musa ve Hz. Hızır(a.s), girdikleri kasabada güzellikle karşılanmadılar ve orada konaklayamadılar. Kasabada yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar vardı. Hz.Hızır(a.s)  hemen onu inşa etti. Bunun üzerine: ‘’(Musa) Dedi ki: "Eğer isteseydin gerçekten buna karşılık bir ücret alabilirdin." (Kehf, 18/77)
    Gerçekleşen üçüncü hadiseden sonra Hz.Hızır(a.s) "Dedi ki: "İşte bu, benimle senin aranda ayrılma (zamanı)mız. Sana, üzerinde sabır göstermeye güç yetiremeyeceğin bir yorumu haber vereceğim." (Kehf, 18/78)
     
    Ve açıkladı: 
    🌻"Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı." (Kehf, 18/79)
  • 🌻"Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü'min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip-korktuk. Böylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik." (Kehf, 18/80-81)
    🌻"Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini çıkarsınlar; (bu,) Rabbinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım. İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin yorumu." (Kehf, 18/82)

    Bu kıssa bize gösterir ki, karşılaştığımız her olay esasında ‘’sandığımız’’, gördüğümüz gibi olmayabilir.
    İşin görünen zahiri boyutları kadar görünmeyen, batini boyutları da vardır. Nasıl ki kalpler ancak Allah’ın (kudret) elindedir, kalplerden geçeni yalnız O bilirse, Allah’ın bize bildirdikleri dışında cüzi irademiz acizdir. Acziyetimiz meseleleri anlamlandırmada bizi hataya sevk edebilir ve bilemeden hızlı, yanlış, aceleci hükümlerde bulunup hataya düşebiliriz.
    Ayette ayrıca Hz. Hızır'ın "Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım" dediğine dikkat çekilir.
    Bu da bize gösterir ki,  her şey kaderden ibaret olup zahiri ve batini tüm manaları sonsuz ilmiyle bilmesi yalnız Allah’a mahsustur. Karşılaştığımız olaylarda bizim üzerimize düşen, sabırlı ve temkinli bir duruş, idrakte çaba ve sonrasında içten gelen tevekküldür.

    Allah bilip ilmiyle amel edenlerden olmayı nasip eylesin.
    Amin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuk Nimetinin Şükrünü Yerine Getirebilmek

'Hakim' değil, 'Şahid'iz.

Tesettür 'Gizlenmek' İçindir; Nazarları Çekmek İçin Değil